Mustafa Kemal Atatürk ( 23.04.1881)- (10.11.1938)
M.Kemal Atatürk 1881 yılında Selanik'te doğdu. İlk öğrenimini ve askeri öğrenci olarak orta öğreniminin bir kısmını Selanik'te yaptı. Manastır Askeri Lisesi'ni bitirdi. 1902 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1905 yılında Harp Akademisinden mezun oldu. Orduda çeşitli vazifeler aldı. 1913 yılında Sofya'da Ataşe Militer olarak bulundu.
Birinci Dünya Harbi sırasında, Çanakkale Muharebelerinde Tümen Komutanı olarak görev yapıı. 1916 yılından itibaren, Doğu ve Güney cephelerinde Kolordu ve Ordu Komutanlığı yaptı. Bitlis ve Muş'u düşman işgalinden kurtaran kuvvetlerin başındaydı. Filistin ve Suriye cephelerinde görev aldı.
Mondros Mütarekesi'nden sonra Sevr Anlaşması hükümlerine dayanılarak ülkenin yabancılar tarafından işgali üzerine, son Osmanlı padişahı Vahdettin Han tarafından Anadolu'ya gönderildi. 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak Türk milli mücadelesini başlattı. Amasya Genelgesi, Sivas ve Erzurum Kongrelerini topladı. Askerî görevlerinden istifa ederek, 23 Nisan 1920'de Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni topladı. Meclis Başkanı seçildi. 5 Ağustos 1921'de Başkomutanlık görevini üstlenerek, Anadolu'nun Yunan işgalinden kurtarılması için mücadele etti. Sakarya Meydan Savaşı'nı kazandı. 19 Eylül 1921'de Meclis tarafından kendisine Mareşal ve Gazi ünvanı verildi.
26 Ağustos 1922'de işgalci Yunan kuvvetlerine karşı Büyük Taarruz'u başlattı. Beş gün sonra 30 Ağustos 1922'de Başkomutanlık Meydan Savaşı kazanıldı. Lozan Barış Konferansı'ndan sonra, 11 Ağustos 1923'de toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yeniden Başkan olarak seçildi. 9 Eylül 1923'de kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanlığı'na seçildi.
29 Ekim 1923'de Cumhuriyet'in ilan edildiği gün, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı oldu. Dört dönem üst üste seçildi. 10 Kasım 1938 tarihinde öldü.
ESERLERİ:
Atatürk'ün Özel Mektupları
Mustafa Kemal Atatürk
Kaynak Yayınları / Siyasal Tarih ve Türkiye Dizisi
"Atatürk'ün Özel Mektupları", ilk kez Sadi Borak tarafından derlenmiştir. 1961 yılında ilk basımı yapılan eser, kısa sürede tükenmiş, 1970'te ikinci ve 1980'de üçüncü basımı yapılmıştır. İlk basımı 42, ikinci basımı ise 80 mektubu kapsayan eser, üçüncü ve elinizdeki dördüncü basımında 157 mektubu içermektedir.
Atatürk'ün bu mektupları, yaşadığı dönemin ve içinde bulunduğu siyasal ve toplumsal olayların birer aynası gibidir. Ayrıca Atatürk'ü tüm yanlarıyla bu mektuplarda bulmak da mümkündür: Sevgileri, tutkuları, hatta kıskançlıklarıyla... Mektuplar, tarihimiz ve Atatürk'ün biyografisiyle ilgili birçok materyali de içermektedir. Bu eserde yer alan mektuplar, öyküleriyle birlikte birçok olayı aydınlığa kavuşturmaktadır. Yakın tarihimizin kimi olayları belge ve bilgi yetersizliği nedeniyle tarihimize yanlış olarak yansımıştır. Kimi olaylar da aynı nedenle birtakım gerçek dışı varsayımlar üzerine kurulmuştur. Bunlar arasında kasıtlı olarak saptırılan olaylar da vardır: Fevzi Çakmak'ın Anadolu'ya geçişi, Sovyet yöneticileriyle yazışmalar, Ardahan Milletvekili Hilmi ve Ali Galip olayları vs...
"Atatürk'ün Özel Mektupları", yakın tarihimizin bilinmeyen ya da az bilinen kimi olaylarını açıklığa kavuşturmuş olması bakımından her zaman başvurulması gereken kaynak bir yapıt niteliğindedir.
Atatürk Konuşuyor
"Nutuk Öncesi"
Mahmut Soydan, Falih Rıfkı Atay
Tekin Yayınevi
Bu kitap için anılarını kağıda döken Falih Rıfkı Atay ve Mahmut Soydan'a Atatürk'ün özel demeci "Benim anlattıklarım ve anlattıklarımı değerlendirmek için size verdiğim
belgeler okunduktan sonra, bütün Türk milletini, özellikle Türk aydınlarını vicdan ve fikir hesaplaşmasına çağırmak isterim. "Anılar" diye size anlattığı bu hikayelerin, zamanımıza kadar birtakım Devlet büyüklerinin anılarını yayımlamak sevdasına benzer bir eğilimden doğmuş olduğunu sanmayınız. Eğer ben, bu gerçekleri size söylüyorsam ve milletimize ulaştırıyorsam, elbette bundan, büsbütün başka bir amacım vardır. Bu amaç ne olabilir?... Bunu burada açıklayamam. Fakat benim tasarladıklarımı, düşüncelerimi içtenlikle ulaştıran bu yazılar okunduktan sonra, kuşku duymam ki milletim, kendi kendine durumu öğrenecek, değerlendirebilmek için gerekli belgelere sahip olacaktır.
Dediklerimi, olaylar eylemlerle kanıtlamamış olsaydı, bu sözlerimin kapsadığı gerçeği -güç anlaşılabilir düşüncesiyle-, bir zaman daha yayımlamakta ağır
davranmaya belki gerek görürdüm."
HAKKINDA YAZILANLAR
Atatürk'ten Anılar
Kemal Arıburnu
İnkılap Kitabevi / Atatürk İle İlgili Kitaplar
Atatürk'ün düşüncelerini ve kişiliğini ortaya koymak ve değişik yönleriyle anlatmak çabasını güderken, çok dar bir çerçeve içinde de olsa, O'nu anlatanların da bu ortam içindeki yerlerine ve kişiliklerine de değinmiş bulunuyorum.Her anı ve izlenimin büyük bir değeri vardır. Uzun ve görkemli bir dönemin güçlü komutanları, tarihçileri, şairleri, yazarları, romancıları, müzisyenleri ve halk ozanları hep O'nu anlatmaya, ressamları O'nu çizmeye, heykeltraşları O'nu yontmaya çalışmışlardır. Bu anlatılanlar, hep gönüldeki Atatürk'tür. O'nu
gönüllerinde duymayanlar, davasına baş koymayanlar, başlarını omuzlarının üzerinde bir yük gibi taşıyanlar O'nu anlatamazlardı ki...
TÜRKİYE CUMHURİYETİ 1.CUMHURBAŞKANI - GÖREV SÜRESi: 29 EKİM 1923- 10 KASIM 1938
M.Kemal Atatürk 1881 yılında Selanik'te doğdu. İlk öğrenimini ve askeri öğrenci olarak orta öğreniminin bir kısmını Selanik'te yaptı. Manastır Askeri Lisesi'ni bitirdi. 1902 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1905 yılında Harp Akademisinden mezun oldu. Orduda çeşitli vazifeler aldı. 1913 yılında Sofya'da Ataşe Militer olarak bulundu.
Birinci Dünya Harbi sırasında, Çanakkale Muharebelerinde Tümen Komutanı olarak görev yapıı. 1916 yılından itibaren, Doğu ve Güney cephelerinde Kolordu ve Ordu Komutanlığı yaptı. Bitlis ve Muş'u düşman işgalinden kurtaran kuvvetlerin başındaydı. Filistin ve Suriye cephelerinde görev aldı.
Mondros Mütarekesi'nden sonra Sevr Anlaşması hükümlerine dayanılarak ülkenin yabancılar tarafından işgali üzerine, son Osmanlı padişahı Vahdettin Han tarafından Anadolu'ya gönderildi. 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak Türk milli mücadelesini başlattı. Amasya Genelgesi, Sivas ve Erzurum Kongrelerini topladı. Askerî görevlerinden istifa ederek, 23 Nisan 1920'de Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni topladı. Meclis Başkanı seçildi. 5 Ağustos 1921'de Başkomutanlık görevini üstlenerek, Anadolu'nun Yunan işgalinden kurtarılması için mücadele etti. Sakarya Meydan Savaşı'nı kazandı. 19 Eylül 1921'de Meclis tarafından kendisine Mareşal ve Gazi ünvanı verildi.
26 Ağustos 1922'de işgalci Yunan kuvvetlerine karşı Büyük Taarruz'u başlattı. Beş gün sonra 30 Ağustos 1922'de Başkomutanlık Meydan Savaşı kazanıldı. Lozan Barış Konferansı'ndan sonra, 11 Ağustos 1923'de toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yeniden Başkan olarak seçildi. 9 Eylül 1923'de kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanlığı'na seçildi.
29 Ekim 1923'de Cumhuriyet'in ilan edildiği gün, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı oldu. Dört dönem üst üste seçildi. 10 Kasım 1938 tarihinde öldü.
ESERLERİ:
Atatürk'ün Özel Mektupları
Mustafa Kemal Atatürk
Kaynak Yayınları / Siyasal Tarih ve Türkiye Dizisi
"Atatürk'ün Özel Mektupları", ilk kez Sadi Borak tarafından derlenmiştir. 1961 yılında ilk basımı yapılan eser, kısa sürede tükenmiş, 1970'te ikinci ve 1980'de üçüncü basımı yapılmıştır. İlk basımı 42, ikinci basımı ise 80 mektubu kapsayan eser, üçüncü ve elinizdeki dördüncü basımında 157 mektubu içermektedir.
Atatürk'ün bu mektupları, yaşadığı dönemin ve içinde bulunduğu siyasal ve toplumsal olayların birer aynası gibidir. Ayrıca Atatürk'ü tüm yanlarıyla bu mektuplarda bulmak da mümkündür: Sevgileri, tutkuları, hatta kıskançlıklarıyla... Mektuplar, tarihimiz ve Atatürk'ün biyografisiyle ilgili birçok materyali de içermektedir. Bu eserde yer alan mektuplar, öyküleriyle birlikte birçok olayı aydınlığa kavuşturmaktadır. Yakın tarihimizin kimi olayları belge ve bilgi yetersizliği nedeniyle tarihimize yanlış olarak yansımıştır. Kimi olaylar da aynı nedenle birtakım gerçek dışı varsayımlar üzerine kurulmuştur. Bunlar arasında kasıtlı olarak saptırılan olaylar da vardır: Fevzi Çakmak'ın Anadolu'ya geçişi, Sovyet yöneticileriyle yazışmalar, Ardahan Milletvekili Hilmi ve Ali Galip olayları vs...
"Atatürk'ün Özel Mektupları", yakın tarihimizin bilinmeyen ya da az bilinen kimi olaylarını açıklığa kavuşturmuş olması bakımından her zaman başvurulması gereken kaynak bir yapıt niteliğindedir.
Atatürk Konuşuyor
"Nutuk Öncesi"
Mahmut Soydan, Falih Rıfkı Atay
Tekin Yayınevi
Bu kitap için anılarını kağıda döken Falih Rıfkı Atay ve Mahmut Soydan'a Atatürk'ün özel demeci "Benim anlattıklarım ve anlattıklarımı değerlendirmek için size verdiğim
belgeler okunduktan sonra, bütün Türk milletini, özellikle Türk aydınlarını vicdan ve fikir hesaplaşmasına çağırmak isterim. "Anılar" diye size anlattığı bu hikayelerin, zamanımıza kadar birtakım Devlet büyüklerinin anılarını yayımlamak sevdasına benzer bir eğilimden doğmuş olduğunu sanmayınız. Eğer ben, bu gerçekleri size söylüyorsam ve milletimize ulaştırıyorsam, elbette bundan, büsbütün başka bir amacım vardır. Bu amaç ne olabilir?... Bunu burada açıklayamam. Fakat benim tasarladıklarımı, düşüncelerimi içtenlikle ulaştıran bu yazılar okunduktan sonra, kuşku duymam ki milletim, kendi kendine durumu öğrenecek, değerlendirebilmek için gerekli belgelere sahip olacaktır.
Dediklerimi, olaylar eylemlerle kanıtlamamış olsaydı, bu sözlerimin kapsadığı gerçeği -güç anlaşılabilir düşüncesiyle-, bir zaman daha yayımlamakta ağır
davranmaya belki gerek görürdüm."
HAKKINDA YAZILANLAR
Atatürk'ten Anılar
Kemal Arıburnu
İnkılap Kitabevi / Atatürk İle İlgili Kitaplar
Atatürk'ün düşüncelerini ve kişiliğini ortaya koymak ve değişik yönleriyle anlatmak çabasını güderken, çok dar bir çerçeve içinde de olsa, O'nu anlatanların da bu ortam içindeki yerlerine ve kişiliklerine de değinmiş bulunuyorum.Her anı ve izlenimin büyük bir değeri vardır. Uzun ve görkemli bir dönemin güçlü komutanları, tarihçileri, şairleri, yazarları, romancıları, müzisyenleri ve halk ozanları hep O'nu anlatmaya, ressamları O'nu çizmeye, heykeltraşları O'nu yontmaya çalışmışlardır. Bu anlatılanlar, hep gönüldeki Atatürk'tür. O'nu
gönüllerinde duymayanlar, davasına baş koymayanlar, başlarını omuzlarının üzerinde bir yük gibi taşıyanlar O'nu anlatamazlardı ki...